Menü





Çukurören'deki Tarihi Yerler

köyümüzdeki tarihi yerler sit alanı alınmış koruma altındaki bölgeler...

Daha fazla tarihi yerler için yukarıdaki menüde ilgili bölüme bakınız


Çukurören Köyünün Tarihi

Köyümüz hakkında araştırma yapan köylülerimiz ve araştırmaları. Teşekkür etmeyi unutmayın.



Eskigediz


ESKİGEDİZ BELDESİ

Gediz / Eskigediz Beldesi hakkında bilgiler




    Kütahya ili, Gediz ilçesine bağlı bir beldedir. Kütahya'ya 90 kilometre, Gediz ilçesine 5 kilometre uzaklıktadır. 28 mart 1970 yılında meydana gelen büyük depremden sonra Bakanlar kurulunın 5 ağustos 1970 tarihli 7/1164 sayılı kararı ile Simav Karayolu üzerinde 5-7 km uzaklıktaki “karılar pazarı” olarak bilinen bölgeye taşınmasına karar verilmiştir.

Eskigediz, tarihi boyunca birçok felaketle karşılaşmış önemli bir yerleşim yeridir. 1911 yılında meydana gelen büyük yangın sonrası, Gediz yeniden inşaa edilirken başka bir bölgeye taşınarak, orada yeniden kurulması planlanmıştır. Ancak bu öneri bazı çevreler tarafından kabul görmemiş ve kent, aynı yerinde yeniden inşa edilmiştir. Eskigedizin eski yerinde inşaa edilmesi durumu, Sosyal ve ekonomik gelişimini sınırlamış ve beklenen ilerlemenin sağlanamamasına yol açmıştır.

Sık sık sel baskınlarının yaşanması, toprak kaymaları neden olmuş, aynı zamanda tektonik özellikleri sebebiyle deprem felaketlerini daha yıkıcı hale getirmiştir. Bu olumsuzluklar, 1911’de alınamayan taşınma kararının 1970 Gediz Depremi sonrasında yukarıda belirtilen tarih ve kararla yeni yerine taşınmıştır.

Yeni Gediz; çoğrafi konum olarak ova üzerine kurulduğundan, topoğrafik ve iklimsel koşullarıyla Eskigediz’den oldukça farklıdır. Böylece, taşınma sonrasında yeni yerleşim “Gediz” adıyla ilçe merkezi statüsünü kazanmıştır.


ESKİGEDİZ'İN TARİHİ


M.Ö Tarihlerde Gediz (Eskigediz):

Gediz'in günümüzden 5500 yıl öncesine değin uzanan uzun bir geçmişi vardır. Eski Tunç Çağ'ın da gediz ve çevresi küçük beylik olarak kurulan ilkyerleşim yerlerindendir. Hitit İmparatorluğunun sona erdiği M.Ö 1200 yıllardan sonra da varlıklarını sürdüren bu beylikler, M.Ö 750 li yıllarda Phrygia Devleti'nin egemenliği altına girmişlerdir.

Gediz muhtemelen bu yıllarda, Frigler döneminde Frigyalı kahraman Kadis (Attis) adına Kadys adıyla kurulmuştur. Kurulduğu yer, (şuanki eskigediz konumu değil) halk arasında Kışlak Önü (Kışla Önü) diye bilinen bu bölge ile Baka mevkii üzerinde o günkü adı ile ‘Hermos’ olan Gediz çayı üzerinde kurulmuş bir yerdir. Bu bölge Murat Dağı’nın tek geçit veren noktası olması nedeniyle da özel bir öneme sahiptir.

Phrygialılar bu arada Ana Tanrıça Kybele'nin adına da Dindymon (Murat Dağı) Dağı'nda bir tapınak inşa ettiler. Bu tapınak daha sonra romalılar döneminde manastıra çevrilmiştir. Bu tapınak yada manastır ile ilgili daha fazla bilgi almak için KYBELE TAPINAĞI sayfamı inceleyebilirsiniz.

Frigya döneminde Eskigediz’in kurulu olduğu vadinin göl olduğu sanılmaktadır. Yerleşme içinde “Koca Kayıkhane” olarak anılan bir mevkiinin bulunması, bu alanda bir göl veya debisi taşımacılığa uygun bir akarsu olduğu görüşünü güçlendirmektedir. Ayrıca, Hisar Mahallesi’nde yer alan “Kal’a” adı verilen bölgede kayalara oyulmuş basamaklardan sandallara binildiği ve balık tutulduğu söylenmektedir. Bu basamakların bittiği noktanın suyun seviyesini belirlediği görüşü hakimdir. Yakın zamana kadar bu kaya yontma basamakların kenarında sandalların bağlandığı düşünülen demir tokaların varlığı bilinmektedir ancak bu demir tokmaklardan günümüze bir iz rastlanmamaktadır.

Frigya’nın Büyük ve Küçük Frigya olarak ayrılmasının ardından Kütahya’nın diğer ilçeleriyle birlikte Kadus Küçük Firigya’nın Epiked kısmı topraklarına dahil olmuştur. İskender zamanında bir Makedonya kolonisi olan Kadus, Roma döneminde Kadi adıyla bilinmektedir Ramsay Frigya’nın Şehirleri ve Piskoposlukları hakkında bilgi verirken yerleşimden de bahseder. Roma Dönemi’nde Asya Vilayeti Yolları’ nda yerleşimi Kadoi olarak anar.
Kısaca; Kimmerler, Persler, Büyük İskender İmparatorluğu, Brinya ve Bergama krallıklarının egemenliğine giren Kadys, MÖ. 133'te Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Bizans Devleti sınırları içinde kalan Kadys, bu dönemde piskoposluk merkezi olmuştur.

Osmanlı Zamanında Gediz (Eskigediz):

Eskigediz evleri


1313'te Umur Bey tarafından feth edilerek Germiyanoğulları Beyliğine bağlanan Kadys, 1390'da Osmanlı Devleti'ne katıldı. Selçuklular ve Germiyanoğulları dönemlerinde sancak olarak yönetilen yerleşim 1428’den sonra Osmanlı topraklarına katılmış, 1871 yılında da kaza merkezi olmuştur Selçuklular Dönemi’nde ahilerin buraya gelerek Ahiler Mahallesi’ni kurduğu ve bu sırada bugünkü adı Serdar Cami olan ve yerleşkeskin en eski dini yapısı olarak bilinen Umurbey Mescidi’ni yaptırdıkları söylenmektedir. Bu dönemde Gazenferağa Külliyesi, Muratbey Zaviyesi, İsabey Camii ve Sunullah Çelebi Külliyesi gibi anıt yapılarla donatılan ve Gedüs diye anılmaya başlayan kent, 1670'li yıllarda iki bin evli, yirmi camili bir yerleşim haline gelmiş ve belediye 1866 yılında kurulmuştur.



19. Yüzyılda (1800 lü yıllar) Gediz (Eskigediz):



Tarihi Eskigediz Su Kemeri


1802'de Versailles’te doğmuş, Paris’te eğitim almış bir Fransız tarihçi, mimar ve arkeolog CHARLES TEXİER; Description de l’Asie Mineur adlı eserinde Gediz ile ilgili şunları söylemiştir.

"Gediz’in oldukça engebeli bir arazi yapısı olduğunu ve bu oluşumun doğuda Eskişehir’ den batıda Gediz’ e kadar bütün Frigya’ da izlenebildiğini söyler Yerleşimi ise şöyle tanımlar; Nehre hakim olan sivri esasen burkanı doğan üstünde vakti ile bir şato vardı. Ondan evvelde Kadı şehrinin hisarı bulunmak tabidir. Yerliler bu mevkiye kale derler. Kaleler üzerinde yontulmuş bir kaç merdiven basamağı görülmektedir."

Ali Cevad Gediz ile ilgili şu bilgileri vermektedir: “…Eski Kadi Kenti’nin yerinde, Hermus’un kaynağına yakın bir uçurumun kenarına kurulmuştur. İzmir ve yörenin öbür kentleriyle ulaşım bağlantısı, kentin önemini arttırmıştır. Evleri Siyah killi toprakla örtülü olduğu için, iç karartıcı bir görünümü vardır. Kentte üstten bakan bir tepenin üzerinde çok eski bir kale bulunur. Bugün bile kayaların üzerinde merdiven basamaklarını bulabilmek olasıdır. Eski Makedonya göçmenlerinin yerleştirildiği bu kasabaya ‘Kadı Sekenesi’ adı verilmiştir…”



Kurtuluş Savaşında Gediz (Eskigediz):Kurtuluş Savaşı sırasında üç kez Yunan işgaline uğrayan Gediz, 24 Ekim 1920 Kocahan Muharebeleri ile Çerkez Etem İsyanı'na sahne olmuş ve 1 Eylül 1922'de Fahrettin Altay komutasındaki 5. Süravi Kolordusu tarafından kurtarılmıştır.

Yunan Askerleri Gediz Nehri civarında saldırmaları kaynak wikipedia Ermoscharge




Eskigediz (Gediz) de Meydana Gelen Felaketler: 

Gediz kurulduğu tarihten itibaren konumu ve zemin özellikleri nedeniyle sık doğal afetlerle karşı karşıya kalmıştır. 1875, 1901, 1911 ve 1945 yılında meydana gelen sel felaketlerinde toplam 88 kişi ölmüştür. Özellikle 1875 yılındaki sel baskını sırasında yerleşmenin kuzeyinden ULU Cami’ye kadar olan bölgede sıralanmış 15-20 adet tabakhanenin yıkılması yerleşmedeki debbağlık zanaatının ölmesine neden olmuştur.


1875'te büyük bir sel felaketine uğrayan kent, 1918'de meydana gelen Koca Yangın'da tamamen yanmış, 1944 Depremi 13 can almıştı.


GEDİZ DEPREMİ:

1970 Gediz depremi, 28 Mart 1970 tarihinde, mahallî saatle 23.05'te, merkezi Kütahya'nın batısındaki Gediz yöresinde meydana gelen depremdir.

Depremde Batı Anadolu sarsılmıştır. Bu depremi daha başka sarsıntılar takip etmiş ve haftalar sonra dahi farklı büyüklükte sarsıntılar ve ufak depremler hissedilmiştir. Depremin dış merkezi 39.2°N ve 29.5°E olarak verilmektedir. Sarsıntının büyüklüğü Richter ölçüsüne göre 7,6 idi. Depremin menşei tektoniktir.

Yaklaşık olarak 3000 km2 genişliğindeki sarsıntı alanında takriben 3500 ev tamamen yıkılmış, 7000 ev ağır surette ve 10.600 den fazla bina da fazla ölçüde hasara uğramıştır. 33.000 aile, yaklaşık olarak 80.000 kişi barınaksız kalmış, 6 saniye süren depremde 800 kişi(yabancı kaynaklarda 1086 kişi) ölmüş ve 520 (yabancı kaynaklarda 1260 kişi) yaralanmıştır.

Depremin kış ayında meydana gelmesi nedeniyle yapılar sadece yıkılarak değil, geleneksel sistem ile  ısıtılan yapılarda soba ve ocakların devrilmesi nedeniyle yanarak da büyük hasara uğramışlardır.

📸 Gediz Depremi Fotoğrafları

Not: Rabbim bir daha böyle afetler yaşatmasın. Beterinden korusun. Ölenlerin hepsine rahmet eylesin.


Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi Gediz Depremi



Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Gediz’den şu şekilde söz etmektedir:


“Gedüs adlı Rum kralı yapısıdır. Evvela Germiyanoğulları’ndan Yakup Bey, daha sonra Yıldırım Han tarafından zapt edilmiştir. Kalesini, Kuyucu Murad Paşa, bir daha Celali sığınmasın diye yıktırmıştır. Gedüs şehri, Germiyan toprağında, Kütahya eyaletinde serbest zeamettir. Birkaç kere Darüssaade Kapı Ağalığı’na has olmuştur. Hâlen zeamet subaşılığıdır; vali el koyamaz.

300 akçe ile şerif kazadır. Kethüda yeri, şeyhülislamı, nakibi, uleması çoktur. Azmizâde Çelebi mübarek bir zattır. Murad Ağa, zeamet sahibi Beyzade Yusuf Ağa ve Silahtar Sipahi halifesi Gedüslü Mehmet Efendi’nin babası Mustafa Ağa, vilayet ayanındandır.

Gedüs, kayalık bir dere içinde kurulmuştur. Otuz yılda bir, meşhur cambaz taifesi Gedüs’e gelip kale kayasına ip bağlayarak tepesine çıkar. Post sahibi pehlivanlar ser çeşmesi olur, çoğu da paramparça olur. Kale, bu derece sarp kayalar üzerinde yüksektir. Halk arasında “Cambaz Kalesi” denir.

Evler, birbiri üstüne kat kat yapılmıştır. Yolları inişli çıkışlıdır. Yaklaşık 2000 toprak örtülü evi vardır. 13 mahalle, 20 mihrap bulunmaktadır. Eski Cami, mahkeme yakınındaki Hacı Mustafa Camii’dir; kapısı üzerindeki tarihi 957’dir (Hicri). Çarşı içindeki Gazanfer Ağa Camii kurşun örtülüdür; kapısı üzerindeki tarihi 998’dir. Hamamın tarihi ise 995’tir.

Bütün imaret, han, medrese, mektep ve çeşmeler, Gazanfer Ağa’nın hayratıdır. Kendisi, III. Sultan Murad’ın Kapı Ağası imiş. Şehirde 95 kâgir dükkân bulunmaktadır. Buradan doğuya doğru üç saat yol gidilir.

Gedus köyleri Murat dağı eteğinde bir ilçedir. Suyundan içen bütün ahlat-i galize (vücuttaki zararlı maddeler) dan kurtulur, yüzüne renk gelir. Yedi sekiz kere suyuna giren hararetten eser kalmayıp pamuk gibi olur. Buradan yay-laya çıkıp alabalık zevki ettik. Kiraz mevsiminde etraftan binlerce kişi gelip iys-ü isret (yiyip içme) ederler. Çünkü temmuz ayında Gedüs dere içinde olduğundan havası sıcak ve ağırdır. Bütün Kütahya sularının başı bu Murat dağı yaylasıdır. Gedüs Nehri de bu dağdan çıkar. Gedüs'ün batısından olan Akdağ'dan gayet lezzetli bir su kaynar. Gazanfer Ağa bu suyu dağlardan ve bellerden geçirerek büyük paralar sarf edip şehre geti-rip çeşmelere, camilere, havuzlara, hanlara, hamamlara dağıtmıştır. Kütahya'yı meyve bakımından doyuran yer bu-rasıdır. Üzümü, armudu, pamuk bezi, üzüm güfteri meşhurdur. Halkı esmer renklidir. Nimetleri boldur.



📍 Eskigediz Beldesi Google Harita Navigasyonu



İletişim ve Sosyal Medya

Admin ile İletişime Geç

Köyle ilgili daha fazla bilgi ve fotoğraflara ulaşabileceğiniz sosyal medya hesapları:


🔍 Kaynaklar ⇅
  • Gediz Ansiklopedisi - Mehmet Pınar
  • Kütahya İl ve ilçeleri resmi kurum siteleri
  • Sosyal Medya Hesapları(m)
  • www.tarihgezisi.com
  • Gediz Belediyesi
  • Eskigediz Belediyesi
  • Wikipedia Özgür Ansiklopedisi