Kayıtlar

Menü

SON YAYINLAR

SIĞIRKUYRUĞU BİTKİSİ

Resim
Sığırkuyruğu bitkisi Murat Dağı’nın zirvesine yakın bir yerde bulunan, Yörük Tuna Çeşmesi ’nin bulunduğu yere gittiğimde, bu çeşmenin  çevresinde karşılaştığım manzara beni şaşırttı: Her yer sığırkuyruğu bitkisiyle kaplıydı. Öylesine yoğun ve düzenli bir şekilde yayılmışlardı ki, sanki birileri burayı tarlaya çevirip özellikle bu bitkiyi ekmiş gibiydi. Ama bu dağda hiçbir tarım yapılmıyor. Bu görüntü, tamamen doğanın kendi eseri . Yabanın ortasında, rüzgârın ve kuşların taşıdığı tohumlarla, zamanla büyüyüp çoğalmış sığırkuyrukları, sarı çiçekleriyle bir halı gibi serilmişti zirveye. Bu bitki yalnızca görüntüsüyle değil, faydalarıyla da bilinir. Eski zamanlardan beri solunum yollarına iyi geldiği, yaralara sürüldüğünde iyileştirici etkisi olduğu söylenir. Yörükler ve dağ köylüleri bu bitkiyi iyi tanır. Belki de bu yüzden dağın en yüksek yerlerinde bile onun izine rastlamak mümkün. Sapsarı çiçekleriyle rüzgârda dalgalanan sığırkuyrukları, o gün orada sadece bir bitki değil, doğan...

Çukurören Kuzu Gölü

Resim
  Çukurören’in serin orman yollarında ilerlerken, yolun sağında ve solunda uzanan yemyeşil ağaçlar adeta insanı sarıp sarmalıyor. Her adımda doğanın kalbine doğru yürüdüğünüzü hissediyorsunuz. Bu güzellikler arasında, cennet gibi bir yoldan Kuzu Gölü’ne doğru tırmanış başlıyor. Yolculuk boyunca doğa bize tüm ihtişamını sergiliyor. Kuş sesleri, rüzgârın yapraklarla dansı, yükseldikçe serinleyen hava... Zirveye yaklaştıkça heyecan artıyor. Ve sonunda, Kuzu Gölü’ne ulaşıyoruz. Ama ne yazık ki bu yıl bizi bekleyen manzara içimizi burkuyor. Göl tamamen kurumuş. Suyun yerinde bataklık var.  Kuraklık bu güzelliği de suskunluğa mahkûm etmiş. Kuzu Gölü, sadece bir doğa harikası değil; aynı zamanda suyun, yaşamın ve dengenin sembolüydü. Şimdi ise bize bir uyarı gibi sessizce duruyor: Doğaya sahip çıkmazsak, güzellikler birer birer kaybolacak. Bu reel video, sadece bir gezi anısı değil; aynı zamanda bir hatırlatma. Çukurören’in saklı cenneti artık suskun. Ama biz bu sessizliğe kulak ...

Yörük Tuna Çeşmesi

Resim
  Murat dağının zirvesinde bir yörük eseri: Yörük Tuna Çeşmesi  Murat dağının En yüksek noktasında, bulutların öteinde, sessizliğin  hakim olduğu bir yerde insan eliyle inşa edilmiş bir hayat izine rastlamak şaşırtıcıdır.  Yörükler tarafından yapılmış bir dağ çeşmesi, bu çeşme sadece suyun aktığı bir taş yapı deği, aynı zamanda emeğin, inancın ve doğaya  duyulan saygının  simgesidir.  Yörükler yüzyıllardır Murat Dağının  eteklerinde konar-göçer  yaşam sürerken  zirvelere olan sedalarını da yanlarında götürürler. Hayvanlarıyla birlikte  en yüksek tepelere çıkan bu kadimm halk, buraya sadece göç yollarını değil, yüreklerini de işler. dağın doğruğuna  yapılan bu çeşme onların  bu dağlara kattığı  değerin, doğaya kurduğu bağın  bir hatırasıdır.  Soğuk ve berrak suyuyla yorun bedenleri serinleten, doğaseverleri selamlayan bu çeşme, aynı zamanda insanın doğayla uyum içinde yaşayabileceğini gösteren sadece ama deri...

Dereköy

Resim
DERE KÖYÜ Gediz / Dere köyü hakkında bilgiler Dere köyü Dron Fotoğrafı @fotodamla Dereköy, Kütahya ilinin Gediz ilçesine bağlı bir köy olup 1928 yılından beri aynı adı taşımaktadır. Köyün adı, 1980'li ve 1990'lı yıllarda Hacıaliler olarak da geçmektedir. Kütahya il merkezine 101 km, Gediz ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır. Gediz’in kuzeydoğusundaki Işıklar ile Kayacık köyleri arasında yer alır, Yakın zamanlara kadar Kayacık Köyü’nün bir mahallesiydi. Adını, kurucusu Hacı Ali adındaki bir önderden alan köyün temel geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve maden işçiliğidir. Köyden pek çok kişi 1980’li yılların sonuna kadar linyit kömürü ocaklarında işçi olarak çalışıyordu. Ancak o yıllarda Gediz kömürünün kentlerde yakıt olarak kullanımı yasaklanınca yüzlerce işçi işten çıkarılmış ve Gediz’in çoğu köyü gibi, Dereköy de bu yüzden önemli bir geçim kaynağından olmuştu. Nüfus bakımından bugün itibari ile bir zamanlar mahallesi olduğu Kayacık Köyü ile neredeyse eşit hale gel...

Değirmenköy

Resim
DEĞİRMEN KÖYÜ Gediz / Değirmen köyü hakkında bilgiler Değirmen köyü Dron Fotoğrafı @fotodamla Değirmenköy, 1703 yılından beri aynı adı taşımaktadır. Daha önceleri Simav ilçesine bağlıyken, 15 Kasım 1944'te Gediz ilçesine bağlanmıştır. Değirmenköy, Kütahya il merkezine 105 km, Gediz ilçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Gediz – Hisarcık karayolunun 23. Kilometresinden batıya ayrılan 2 kilometrelik bir yolla ulaşılan Gediz’ e bağlı 30 haneli köyün adıdır. Köy şaphane Dağı’nın su zengini kuzeydoğu eteklerinde kurulmuştur. Köy adını geçmişte Şaphane Dağı’ndan çıkıp doğuda Seyrek Deresi’ne karışan Bakıroluk Deresi üzerindeki değirmenlerden günümüze temel kalıntılardan başka bir şey kalmamıştır. Kireçtaşının (Kalker) hakim olduğu dağın bu bölümü, nemli ve yarı nemli sık bir orman örtüsü ile kaplanmıştır. Köyün hemen doğusundan akan Seyrek Deresi, batıdan gelen Yaran ve Bakıroluk dereleri ile birleştikten sonra, daha kuzeyde Emet Çayı’na karışır. Kireçtaşı kayalıkları aras...

Alikahya

Resim
ALİKAHYA KÖYÜ Gediz / Alikahya köyü hakkında bilgiler Ali Kahya köyü Dron Fotoğrafı @fotodamla Kütahya il merkezine 121 km, Gediz ilçe merkezine 25 km uzaklıkta Gediz- uşak karayolunun 20. Km’ sinde, güneydoğuya doğru ayrılan 2 Km’lik yolla ukaşılan 97 Nüfuslu köydür. Gediz’in güneyinde, Göynükören ile Sobacılar köyleri arasında yer alır. Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Köy 1886’ da Ali Kethüda adıyla anılan bir çiftlikti “Kethüda” Farsça kökenli bir sözcük olup,”Bir konağın ya da çiftliğin işlerine bakan güvenilir kimse” anlamına gelir. Sözcük, Türkçede daha çok “kahya” biçiminde kullanıla gelmiştir. Çiftlik ya kahya Ali’nin yörede kazandığı saygınlıktan dolayı bu adla anılıyordu, ya da kahya Ali çiftliğin geçek sahibiyydi. Bu gün bu konuyu açıklayıcı herhangi bir bilgiye sahip değiliz. AliKethüda Çiftliği o tarihte, 50 hektar mera ve 300 hektar ekilebilir araziye sahipti. Çiftliğin adı 1911 tarihli Hüdavendigar...

Arıca

Resim
ARICA KÖYÜ Gediz / Arıca köyü hakkında bilgiler Aşıkpaşaköyü Dron Fotoğrafı @fotodamla Murat Dağı’nın güneydoğusunda yükselen Karadona Tepesi’nin doğu yamaçlarında yer alan 79 evli, orman içi köyün ismidir. Köyün adı, 1928 yılı kayıtlarında Munamak olarak geçmektedir. Kütahya iline  115 km, Gediz’e 18 Km uzaklıktaki Arıca, sarıçam ağırlıklı bir orman kuşağının içinden akan Çokrağan Çayı’ nın iki yakasında şekillenmiştir. Orta ve Yukarı mahalleler çayın batısında, Dere Mahallesi ise doğusunda gelişmiştir. Yerleşimin temel geçim kaynağını tarım, hayvancılık ve orman işçiliği oluşturur. Köyün geçmişine dair ayrıntılı bilgi olmamasına karşılık köyün doğusunda, Mezarüstü diye anılan yörenin yakınlarındaki Çingene Yurdu’nda hangi döneme ait olduğu bilinmeyen mezarların bulunması, buranın geçmiş yüzyıllarda da yerleşim alanı olarak seçildiğini göstermektedir. Geçmişte mezar alanında yapılan kaçak kazılarda, içinde iskelet bulunan toprak küplerin ortaya çıkarılmış olması da bu olası...
✅ Bağlantı kopyalandı!